Üst göz kapağının normalden düşük olması olayına ptozis denir.
Tek ya da çift taraflı olabilir. Oluşum mekanizmalarına göre, ptozis olayı başlıca iki grupta incelenir:
- Doğumsal ptozis.
- Edinilmiş ptozis.
Doğumsal ptozisde üst gözkapağının kaldırıcı kasında bir gelişme bozukluğu vardır. Aynı bozukluk, göz küresini yukarı baktıran “Üst rektus” kasında da olabilir.
Bu durumda hem gözkapağı hem de göz küresinin kendisi aşağı doğru düşük olur.
Edinilmiş ptozisleri yaratan nedenleri şöyle özetleyebiliriz:
- Göz kapağında oluşan bir iltihap, apse ya da ödem kapağı ağırlaştırıp ptozise yol açabilir.
- Üst göz kapağının kaldırıcı kasının oynatıcı siniri olan “Okulomotor siniri”nde (3. kafa siniri) olan bir felç de ptozise yol açabilir. “Miastenia gravis” denilen sinir sistemi hastalığında kaslarda oluşan güçsüzlük % 95 vakada kendisini ilk önce üst göz kapağında göstermekte ve ptozis gelişmektedir.
- Doğumsal ptoziste göz kapaklan göz bebeğini kısmen kapatıyorsa, çocuk görebilmek için alın kaslarını kasarak göz kapağım yukarı kaldırmaya çalışır. Bu durumda çocuğun alnının kırışık olduğu görülür. Ptozisin tedavisi, etkene ve bozukluğun ağırlığına göre değişmektedir.
Göz kapaklarımızın kendine özgü bir yapısı vardır. Göz kapakları gözlerimizi korur ve gözlerimizin istenilen ıslaklıkta kalmasını sağlar. Göz yaşı yabancı maddelerin gözden uzaklaştırılmasını sağlar, göz için gerekli olan ıslaklığı oluşturur ve koruyucu maddeleri içerir. Görevini tamamlayan göz yaşı boşaltım sistemi ile burna akar. Kaşlar ile kirpikler göz kapaklarına yardım ederler ve duygularımızın ifadesinde önemli rol oynarlar. Bu dokuların rahatsızlıkları genellikle kendilerine özgü anatomik yapılarının sonucudur.
Alt ve üst göz kapakları anatomik olarak birbirlerine çok benzerler. Her göz kapağının iki önemli kası vardır. Bir kas göz kapağını açmaya ( retraktör-levator), diğeri ise kapamaya (sifinkter-orbikülaris oküli) yarar. Bu iki kasın arasında orbita yağ dokusu bulunur. Alt göz kapağı daha hareketsiz, üst göz kapağı ise bir araba cam sileceği gibi hareketlidir. Göz kapaklarının doğuştan yada yaşlanmaya bağlı rahatsızlıkları vardır. En sık görüleni “ptozis” olarak adlandırılan göz kapağı düşüklükleridir. Doğuştan olduğu zaman genellikle göz kapağını kaldıran kasın iyi gelişmemesine bağlıdır. Yaşlanmaya bağlı olarak da oluşabilir. Sebep göz kapağını kaldıran kasın zaman içinde yıpranmasıdır. Her iki durumun da tedavisi cerrahidir.
Eğer göz kapağını kaldıran kasın bir miktar fonksiyonu var ise bu kası güçlendirmeye yönelik cerrahi uygulanır.
Sağ üst göz kapağında doğuştan ptoz mevcuttur. Üst göz kapağını kaldıran kas (levator kası) iyi gelişmemiştir. Ameliyat ile levator kası güçlendirilmiştir. Ameliyat lokal (hasta uyanıkken) yada genel anestezi (hasta bayıltılarak) ile uygulanabilir. Ameliyatın ortalama süresi yarım ile bir saat arasındadır. Ameliyat sonrası hastanede yatılmaz ve göz 1 gün kapalı kalır. Ameliyat kapak kıvrımından uygulanır ve bu sebeple ameliyat sonrası ciltte iz kalmaz.
Sol üst göz kapağında doğuştan ptoz olan hastaya levator kasını kuvvetlendirici ameliyat uygulanmıştır. Ameliyat öncesi ve sonrası görünümü.
Hastada sağ üst göz kapağında doğuştan ağır ptoz mevcuttur. Üst göz kapağı göz bebeğini örtmektedir. Ameliyat öncesi fotoğrafta da görülebileceği gibi, hem üst göz kapağı düşüktür, hem de göz kapağı kıvrımı yoktur. Ameliyat ile levator kası kuvvetlendirilir, göz kapağı kıvrımı oluşturulur ve göz kapağı normal seviyesine getirilir.
Sağ ve sol üst göz kapağında yaşlanmaya bağlı oluşan kapak düşüklüğü mevcuttur. Lokal anestezi ile göz kapağını kaldıran –levator- kas kuvvetlendirilmiştir. Ameliyat sonrası göz kapağı normal seviyesine getirilmiş ve kapak kıvrımı oluşturulmuştur.
Göz kapağını kaldıran kasta hiç fonksiyon yoksa kapak alındaki kasa asılır. Askı materyali olarak kişinin kendi bacağından alınan kas kılıfı ya da silikon bant tercih edilen ve uzun dönemde en iyi sonucu veren maddelerdir.
Fotoğraftaki hasta, ameliyat öncesi dönemde her iki kapak düşüklüğünü dengeleyebilmek için kaşlarını kaldırırken, ameliyat sonrası dönemde kaşlar ve göz kapakları normal seviyeye getirilmiş ve kapak kıvrımı oluşturulmuştur.
Prof. Dr. Levent Akçay